kalbiselim duygularımla.....
  Baharla Yeniden Diriliş
 

Birinci cemre havaya!

İkinci cemre suya!

Üçüncü cemre toprağa!

İşte tabiat yeniden uyanıyor...



İlk cemre ile hava ısınmaya başlıyor.

Ilgıt ılgıt esen rüzgar yüzünü okşarken, bir şeylerin değişmekte olduğunu hissediyor insan.

Aylardır değdiği yeri ısıran, örseleyen o rüzgar gitmiş, yerine ılık, saçlarda gezinen anne eli gibi bir rüzgar gelmiş. İnsanın tenini değil, ruhunu da okşuyor.

Aylardır erimeyen buzlar erimekte, kıyıda köşede, duvar diplerinde çöreklenmiş kar yığınları suya dönüşmekte...

Bu değişmeler boş değil. Bir şeylere işaret. Öyle olmalı, çünkü bunlar ciddi değişmeler.

Evet, mevsim değişiyor. Kışın o katı, o sert havası, yerini ilkbaharın yumuşacık, ılık havasına bırakıyor. Cenab-ı Mevlâmız'ın bir hikmeti daha tecelli ediyor...



İkinci cemre ile sular ısınmaya başlıyor.

Sular önemli.

Su demek hayat demek.

Su demek canlılık demek.

“Biz canlı olan her şeyi sudan yarattık.” (Nur, 45)

Yeryüzünün dörtte üçü sularla kaplı.

Sadece bu kadar mı? İnsan vücudunun da dörtte üçü sudan oluşuyor.

İnsan bu, onun yapısı kainatın yapısıyla orantılı. Çünkü o zübde-i kainat, kainatın özeti, küçük modeli.



Üçüncü cemre ile toprak ısınıyor. İnsanın aslı olan o toprak...

O günlerde takvim yaprağına baktığınızda, “ağaca su yürüdü” yazısı ile irkiliyorsunuz.

“Ağaca su yürüdü” ifadesi, ne güzel!..

Aylardır kuru, kupkuru kalan ağaçların bedenine, artık topraktan su yürüyor, can yürüyor.

Yeniden canlanıyorlar.

Hayata yeniden dönüyorlar...



Artık toprak nemleniyor, kabarıyor, çatlıyor.

Binbir çeşit bitki uç veriyor, hayata gülümseyerek merhaba diyor.

Yavaş yava ş, sükunetle, sabırla büyüyor, kalınlaşıyor. Çiçeğini, başağını, meyvesini sunmak üzere. Onun görevi o...

Her yer yemyeşildir şimdi. Arada gelin yüzlü papatyalar, nazlı menekşeler, baygın zambaklar. Bu bir bayram, bir coşku, bir ziyafet...



Sahi, o cansız, o kupkuru, o ölü tabiat nasıl canlandı birden? Ne oldu?

Her şey birden nasıl değişti?

Hava değişti.

Su değişti.

Toprak değişti.

Çocuklar, büyükler, canlar değişti.



Her şey o ilk cemre ile başlamıştı.

İlk cemreyi getiren o rüzgarlarla başlamıştı.

Hayat yeniden başlar gibi.

Yeniden diriliş gibi.

Sûr'a bir kez daha üfürülmüş gibi...



Böyle hissetmek, cemreyi içinde bir yerlerde kıpırdarken buluvermek beyhude değil:

“Ey insanlar! Yeniden dirilmekten şüphe ediyorsanız bir de şunu dü şünün: Yeryüzünü (kışın) kupkuru, ölü bir halde görürsün. Fakat biz onun üzerine (bahar) yağmurunu indirdiğimizde, o kıpırdanır, kabarır, çeşit çeşit iç açıcı bitkiler çıkarır.” (Hac, 5)



Dirilişin ardı ölüm, ölümün ardı diriliş.

Cemreler dirilişi müjdeliyor.

Kalpler cemre bekliyor.

Suyun yürümesini, can bulmayı, çiçek açmayı, meyveye durmayı bekliyor.

Bu bahar kalbinize cemre düştü mü?

Cemreniz, dirilişiniz mübarek olsun...

 
  Bugün 67 ziyaretçi (84 klik) kişi burdaydı!  
 
Copyright © 2008 kalbiselim.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol